Köleler Adası İnceleme-Pierre De Marivaux
Fransız oyun yazarı Pierre de Marivaux tarafından 1725 yılında yazılmış kısa bir tiyatro oyunudur. Hem bir toplumsal eleştiri hem de karakterlerin dönüşümünü konu alan bir metindir.
Köleler Adası, efendiler ve kölelerin rollerinin tersine döndüğü, kurgusal bir adada geçer. Bu ada, gemi kazasıyla buraya ulaşan karakterler üzerinden sınıf ayrımı, adalet, özgürlük, empati ve insan doğası üzerine sorgulamalarda bulunur.
Iphicrate: Zengin, soylu bir Atinalı efendi.
Arlequin: Iphicrate'in sadık kölesi.
Euphrosine: Diğer bir soylu kadın.
Cleanthis: Euphrosine'in kölesi.
Trivelin: Köleler Adası’nın yöneticisi. Adaletin ve dönüşümün temsilcisi.
Bir fırtına sonrası Iphicrate ve kölesi Arlequin, Köleler Adası'na düşer. Burada farklı bir kural vardır: Efendiler köle, köleler ise efendi olur. Bu kural, geçmişteki adaletsizliklerin anlaşılması ve karakterlerin dönüşmesi için uygulanır. Arlequin, eski efendisi Iphicrate'e kendi yaşadıklarını yaşatır. Aynı şey, Euphrosine ve kölesi Cleanthis arasında da geçerlidir.
Adanın yöneticisi Trivelin, bu süreci adaletle yönetir. Ancak amaç intikam değil, öğrenme ve değişimdir. Sonunda Iphicrate ve Euphrosine pişmanlık duyar ve kölelerine hak ettikleri saygıyı göstermeye başlar. Trivelin, herkesin adayı terk etmesine izin verir ama bu deneyim onları dönüştürmüştür.
Toplumsal Roller ve Sınıf Eleştirisi:
Marivaux, toplumdaki köle-efendi ilişkisini tersine çevirerek izleyiciye "Eğer yer değişseydi ne olurdu?" sorusunu sordurur. Bu, sınıfsal eşitsizlikleri göz önüne serer.
Adalet ve Dönüşüm:
Oyun cezalandırma değil, farkındalık yaratma amacı güder. Trivelin karakteri, ideal bir adalet anlayışını temsil eder.
Empati:
Kölelerin, efendilerin yerine geçmesiyle empati kurulur. Özellikle Arlequin'in Iphicrate'e geçmişte yaşattıklarını yaşatması, birebir adalet değil, insanileşme sağlar.
İnsan Doğası ve Güç:
Gücü eline alanın nasıl değişebileceğini ve yozlaşabileceğini gösterme tehlikesi olmasına rağmen, Marivaux burada ölçülü bir yaklaşım sunar: Amaç, düzeltmek ve dönüştürmektir.
Iphicrate: Kibirli, geleneksel bir soyludur. Ancak deneyimledikleriyle kendini sorgulamaya başlar. Dönüşüm geçirir.
Arlequin: Başlangıçta içindeki bastırılmış öfkeyi dışa vursa da zamanla merhameti seçer. Güç onda olmasına rağmen intikamcı değil, öğreticidir.
Euphrosine ve Cleanthis: Bu ikili arasında daha duygusal ve çatışmalı bir ilişki vardır. Cleanthis'in öfkesi daha yüksektir ama sonunda affetmeyi öğrenir.
Trivelin: Aklın ve ölçünün sesi. Yönetici değil, bir rehberdir. Sistem kurar ama zorlamaz.
Oyun, Aydınlanma düşüncelerinin etkisiyle yazılmıştır. İnsan hakları, eşitlik ve özgürlük fikri oyun boyunca hissedilir.
Aristokrasiye ve köleliğe karşı eleştirel bir bakış sunulur. Marivaux bu eleştiriyi doğrudan değil, alegoriyle yapar.
“Marivaudage” denen, duyguların ince incelikle işlendiği bir anlatımı vardır.
Ada burada gerçek bir coğrafi yer değil, bir psikolojik geçiş alanıdır. Tıpkı Dante’nin Cehennemi ya da Shakespeare’in Fırtına oyunundaki ada gibi. Karakterler bu adaya geldiklerinde toplumsal rollerinden arındırılır ve iç benlikleriyle yüzleşirler.
Ada = Bilinçaltı alan: Bastırılmış arzular, öfkeler, adalet talepleri yüzeye çıkar.
Trivelin = Süperego: Toplumun, ahlakın ve düzenin sesi.
Arlequin ve Cleanthis = Bastırılan alt sınıf bilinci: Konuşma ve hesap sorma fırsatı ilk defa doğar.
Iphicrate’in tüm kibri soyunduğu anda aslında ne kadar kırılgan bir kişiliğe sahip olduğunu görürüz. Bu, Lacan’ın "ayna evresi" teorisini andırır: Kişi kendi yansımasını başkasının gözünden görür.
Cleanthis’in öfkesi, köleliğin kalıcı travmasıdır.
Bu öfke sadece efendiye değil, sistemedir. Ancak o da intikamla arınamayacağını, affetmenin gerçek özgürlük olduğunu keşfeder.
Arlequin’in sahte efendiliği, "yeniden travma üretimi"dir. Bastırılmış olan, eğer bilinçsizce serbest bırakılırsa, aynı şiddeti yeniden üretir. Trivelin’in rehberliğiyle bu döngü kırılır.
Efendilerin düşüşü = Aristokrasinin çöküşü.
Kölelerin konuşması = Alt sınıfın kolektif bilinç kazanması.
Trivelin’in düzeni = Aydınlanmacı adaletin inşası.
Bu anlamda oyun, sınıf bilincinin uyanışını simgeler. Ancak devrimci bir çağrısı yoktur. Marivaux'nun amacı sistemi yıkmak değil, dönüştürmektir.
"Eğer güç eller değiştirirse, adalet gelir mi, yoksa zulüm sadece yer mi değiştirir?"
Marivaux’nun cevabı net değildir.
Comments
Post a Comment